• TR | EN
  • YENİ İŞ ARAMA İZNİ İLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER

    4857 sayılı İş Kanununun 27. maddesinde, "Bildirim süreleri içinde işveren, işçiye yeni bir iş bulması için gerekli olan iş arama iznini iş saatleri içinde ve ücret kesintisi yapmadan vermeye mecburdur. İş arama izninin süresi günde iki saatten az olamaz ve işçi isterse iş arama izin saatlerini birleştirerek toplu kullanabilir. Ancak iş arama iznini toplu kullanmak isteyen işçi, bunu işten ayrılacağı günden evvelki günlere rastlatmak ve bu durumu işverene bildirmek zorundadır. İşveren yeni iş arama iznini vermez veya eksik kullandırırsa o süreye ilişkin ücret işçiye ödenir, işveren, iş arama izni esnasında işçiyi çalıştırır ise işçinin izin kullanarak bir çalışma karşılığı olmaksızın alacağı ücrete ilaveten, çalıştırdığı sürenin ücretini yüzde yüz zamlı öder" şeklinde kurala yer verilmiştir.

    Belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalışan işçinin iş sözleşmesinin feshinde işçiye tanınması gereken bildirim öneli, işçiyi, fesihten sonraki hayata hazırlamak için önemlidir. Bildirim süresi sonunda işten ayrılacağını bilen işçi, bu süre içinde bir başka iş arayarak bir başka işyerinde yeniden çalışabilmek için girişimlerde bulunabilecektir. Ancak bu süre içinde iş görme borcunu eksiksiz yerine getirmesi gereken işçinin, yeni iş aramasının güçlükleri de ortadadır. Bu nedenle yasa koyucu, bildirim süresi içinde işverence işçiye yeni iş araması için izin verilmesini öngören düzenlemeye gitmiştir.

    Yeni İş Arama İzni Hangi Hallerde Verilir?

    Yeni iş arama izni bildirim süresi tanınarak yapılan fesihlerde söz konusu olur. İhbar öneli tanınması gerekmeyen hallerde iş arama izni de gündeme gelmez. Örneğin emeklilik, askerlik, kadın işçinin evlilik nedeni ile bir yıl içinde sözleşmeyi feshetmesi gibi ihbar süresi tanınması gerekmeyen hallerde iş arama izni de söz konusu olmayacaktır. Aynı şekilde işverence Kanunun 25. maddesine dayanarak yapılan fesihlerde böyle bir yükümlülük olmadığı gibi, belirsiz süreli iş sözleşmesinin bildirim süresi tanınmaksızın derhal feshinde ya da bildirim sürelerine ait ücretin veya ihbar tazminatının peşin ödendiği hallerde yeni iş arama izni verilmesi gerekmez.

    Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışanlların iş sözleşmesinin sona ermesinde bildirim süresi uygulanmadığından, yeni iş arama izni de söz konusu olmaz.

    İş arama izni kısmi süreli iş sözleşmesi ile ya da çağrı usulü çalışan işçiler yönünden de geçerlidir. Mevsimlik olarak çalışan işçilere ihbar öneli tanınması gerektiğinden iş arama izinleri de verilmelidir.

    Yeni İş Arama İzni Sözleşme İle Kaldırılabilir mi?

    Bildirim önelleri içinde işçiye verilmesi gereken yeni iş arama izni kamu düzenini ilgilendirmektedir, işverenin bu yükümünü azaltan ya da tamamen ortadan kaldıran sözleşme hükümleri geçersizdir.

    İstifa Halinde Yeni İş Arama İzni Verilir mi?

    İş Kanunu 27. Maddede ihbar süresinden bahsedilmiş, sözleşmeyi kimin feshettiği üzerinde durulmamıştır. İşçinin işverene bildirim süresi tanımak suretiyle fesih yoluna gitmesi halinde de, işverence yeni iş arama izni verilmesi gerekir. Yasada sadece bildirim süresinden söz edilmiş, bu süreyi işçinin ya da işverenin tanımış olması arasında ayrım yapılmamıştır, işçinin ihbar öneli tanımak suretiyle feshinden sonra  da işçinin iş arama ihtiyacı devam edebilecektir. Hatta işçi bu arada yeni bir iş bulmuş olsa dahi, iş arama ihtiyacı devam eder. Çünkü işçi iş arama iznini değerlendirerek daha iyi bir iş bulma imkanına kavuşabilecektir.

    İş Arama İzni Hangi Günler Hangi Saatlerde Kullanılır?

    İşçinin çalıştırılmadığı hafta tatili ile bayram ve genel tatil günleri için yeni iş arama izni verilmesi gerekmez. İş arama izni çalışma günlerinde verilir. Kullandırılmaması halinde de sadece çalışma günleri için iş arama izin ücreti hesaplanır. İş arama izni çalışılan günde çalışma saatleri içerisinde işverenin uygun gördüğü saatlerde kullanılır.

    İş arama izninin kullanılma zamanını işveren belirler. İşçinin kendiliğinden bu izni kullandığını belirterek ayrılması doğru değildir. Zira ihbar öneli içinde iş görme borcu eksiksiz devam etmektedir.(Yargıtay 9. H.D.  E. 2012/32958 K. 2014/21253 T. 23.6.2014)

    Kısmi Süreli(Part time) Çalışanların Yeni İş Arama İzni Var mı?

    Yeni iş arama izni kısmi süreli iş sözleşmesinde de uygulanmalıdır. Kısmi süreli iş sözleşmesi kapsamında çalışan işçi yönünden ihbar önelinin de iş ilişkisinin kurulduğu tarih ile feshedilmek istendiği tarih arasında geçen süre toplamına göre belirlenmesi gerekir.

    İş Kanunu 4857 sayılı İş Kanunu madde 13’e göre; “İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmî süreli iş sözleşmesidir.

     Kısmî süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş sözleşmesinin kısmî süreli olmasından dolayı tam süreli emsal işçiye göre farklı işleme tâbi tutulamaz. Kısmî süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı olarak ödenir.”

    İş Kanunu 13. Maddesindeki düzenleme gereği, kısmi süreli çalışan işçilere tam süreli çalışan emsal işçiye göre çalıştığı süreyle orantılı iş arama izni verilmelidir.

    Örneğin, günlük 7,5 saat tam süreli çalışana yeni iş arama izni en az 2 saat veriliyorsa, günde 2 saat çalışan part time çalışana orantı kurularak 0,53 saat verilmeli, yani 0,53*60 dakika= 32 dakika iş arama izni verilmelidir.

    Nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 30.09.2014 2014/24965 E. 28564 K. Sayılı kararında  “Davacının günde 4 saat ve haftada 6 gün üzerinden toplam haftalık 24 saat çalıştığı anlaşılmakla çalışmaları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 13. maddesi kapsamında kısmi süreli olarak değerlendirilmelidir. İş Kanunu’nun 27. maddesinde iş arama izninin günde 2 saatten az olamayacağı hükmü tam süreli çalışanlar içindir. Bu durumda günlük iş arama süresi de kısmi süreye göre belirlenmelidir. Günde 4 saat çalışan işçinin bunun yarısı kadar süreyi günde 2 saati iş arama izni olarak kullanması doğru olmaz. İşçinin günde 4 saat dışında çalışmadığı anlaşılmakla, iş arama süresi kısmi çalışma süresine göre oranlanarak belirlenmeli ve sonucuna göre yasal iş arama izninin eksik kullandırılıp kullandırılmadığı belirlenmelidir.” şeklinde karar vermiştir.

    Yeni Arama İzninin Süresi Sözleşme İle Değiştirilebilir mi?

    Kanunda yeni iş arama süresinin günde iki saatten az olamayacağı kurala bağlanmıştır. Bu süre asgari olup, işverence daha fazla verilmesi mümkün olduğu gibi, sözleşme ile daha fazla iş arama süresi kararlaştırılabilecektir.

    İş Arama İzninin Toplu Kullanılabilir mi?

    İş arama izni ancak işçinin isteği ile toplu olarak kullandırılabilir. İşçinin bu konudaki talebini işverene önceden bildirmesi ve iş arama izni toplamını işten ayrılacağı günden önceki günlere karşılık gelecek şekilde ayarlaması şarttır. İşçinin usulüne uygun toplu kullanma talebini işverenin kabul etmek zorundadır.

    Yeni iş arama süresi 4857 sayılı İş Kanununun 17. maddesinde sözü edilen bildirim gün sayısına göre belirlenir. Bu konuda sözleşme ile arttırılmış öneller de dikkate alınır, işçinin toplu olarak kullanmayı istemesi halinde toplam saat sayısının bir iş günündeki çalışılan saate bölünmesi gerekir. İşçinin çalıştırılmadığı hafta tatili ile bayram ve genel tatil günleri için yeni iş arama izni verilmesi gerekmez.

    Örneğin, 2 yıl çalışan işçinin ihbar süresi İş Kanunu 17. Maddesi gereğince 6 haftadır. İşçinin haftada 6 iş günü çalıştığını varsaydığımızda 6*6= 36 iş gününde iş arama izni kullanabilecektir.  İşçi bu izni toplu kullanmak istemiştir. Toplam  36*2= 72 saat iş arama izni bulunmaktadır.  72/7,5=9,6 (9 gün 4,5 saat) güne tekabül etmektedir. Bu durumda ihbar süresinin son gününden geriye doğru hafta tatilleri atlanarak 10. güne gelinmelidir. Toplam izin süresi 9 gün 4,5 saat olduğundan, geriye doğru tespit edilen 10. Günde  3 saat çalışıp işyerinden ayrılacak ve ihbar süresi sonuna kadar izinli sayılacaktır.

    İş Arama İzni Toplu Kullanılırsa İşten Çıkış Tarihi Ne Olmalıdır?

    İş arama izni ücretli kullanılan bir izin olup, işçinin işten ayrılış tarihi ihbar süresinin bittiği tarih olmalıdır. İşçi iş arama izinlerini kullanmak için işyerinden ayrıldığında sözleşme sona ermemekte, işçi ücreti olarak izne çıkmakta, sözleşmesi ihbar süresi sonuna kadar devam etmektedir. Bu nedenle işçi iş arama iznini kullandıktan sonra ihbar süresi sonunda çıkış işlemi yapılmalıdır.

    İş Arama İzni Kullandırılmamasının Müeyyidesi Nedir?

    4857 sayılı İş Kanununun 27. maddesinde, yeni iş arama izni vermeyen veya eksik kullandıran işveren, o süreye ait ücreti işçiye ödemekle yükümlüdür. Aynı maddenin 3. fıkrasında, işveren yeni iş arama izni esnasında işçiyi çalıştırırsa, işçinin çalışma karşılığı olmaksızın alacağı ücrete ilaveten çalıştırdığı sürenin ücretini yüzde yüz zamlı ödemesi gerektiği kuralı getirilmiştir.

    İş arama izni işverenin vereceği bir izindir. Bu itibarla izin kullanma zamanını işveren belirler. İşçinin kendiliğinden bu izni kullandığını belirterek ayrılması doğru olmaz. Zira ihbar öneli içinde iş görme borcunun eksiksiz devam etmektedir.

    İş arama izin ücretinin, işçinin çalışma yani aylık ücretine göre hesaplanması gerekir.

    ÖRNEK KARARLAR

    “İşçinin çalıştırılmadığı, bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatili günleri için yeni iş arama izin ücreti hesaplanamaz” Yargıtay 9.HD. 23.8.2008 gün 2008/ 30958 E, 2008/ 24254 K.

    Yeni iş arama izni, bildirim süresi tanınarak yapılan fesihlerde söz konusu olur. İşverence 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesine dayanılarak yapılan fesihlerde böyle bir yükümlülük olmadığı gibi, belirsiz süreli iş sözleşmesinin bildirim süresi tanınmaksızın derhal feshinde ya da bildirim sürelerine ait ücretin veya ihbar tazminatının peşin ödendiği hallerde yeni iş arama izni verilmesi gerekmez.  Davalı tarafından, davacının iş sözleşmesi, 10.10.2006 tarihinde bildirilen yazı ile 11.11.2006 tarihinde feshedilmiştir. Çalışma süresine göre, davacıya hak etmiş olduğu ihbar süresi kullandırılmamıştır. Bu sebeple, davacının ihbar tazminatı talebinin mahkemece kabulü isabetlidir. Ancak ihbar tazminatı istemi kabul edilen davacının aynı zamanda iş arama izni ücretini talep edemeyeceği hususu gözetilmeksizin karar verilmesi isabetsiz olduğundan verilen kararın bozulması gerekmiştir.” T.C.Yargıtay  22. Hukuk Dairesi E: 2014/4476 K: 2014/4818 K.T. 04.03.2014

    Somut olayda; 01.01.2011-08.05.2012 tarihleri arasında hasta eğitim sorumlusu olarak çalışan davacının iş akdinin 09.04.2012 tarihinde yasal ihbar öneli verilerek feshedileceğinin davacı işçiye bildirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece ihbar tazminatı talebi; ihbar süresi içinde davacıya yasal iş arama haklarının tanındığı usulüne uygun şekilde kanıtlanmadığından kabul edilmiştir. Her ne kadar davalı işveren tarafından ihbar öneli içerisinde iş arama izninin kullandırıldığı ispat edilmemiş ise de, iş arama izninin kullandırılmamış olması bildirim önellerinin verilmediği anlamına gelmeyeceğinden, bu iznin verilmemesi halinde ihbar tazminatına hükmedilmez. Kullandırılmayan izin alacağının her zaman 4857 sayılı İş Kanunu’nun 27. maddesi gereğince ayrı dava konusu olması mümkündür. İhbar tazminatına ilişkin talebin reddi yerine Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile kabulü hatalıdır.” Yargıtay  22.Hukuk Dairesi Esas: 2017/6106 Karar: 2017/5265

    Somut uyuşmazlıkta, 4857 Sayılı yasanın 17. maddesine göre davalı işyerinde davacının kıdemi nazara alınarak 6 haftalık (42 günlük) ihbar öneli kullandırılmak sureti ile davacının iş akdinin davalı işverenlikçe feshedildiği, davacı vekili işçiye bildirim süresi içinde yeni iş arama izninin kullandırılmamasının tanınan ihbar önelinin geçersiz kıldığını ileri sürmüş ise de, işçiye bildirim süresi içinde yeni iş arama izninin kullandırılmaması, tanınan ihbar önelinin geçersiz olduğu sonucunu doğurmayacağı (Yargıtay 9.HD. 01.12.2009 gün 2008/11880 E, 2009/32502 K), izin yükümlülüğüne aykırılığın yaptırımının ancak işçiye hak ettiği izin süresine ait ücretin ödenmesi olduğu, buna göre davacının yasal ihbar önellerini kullandığı, bu nedenle ihbar tazminatına hak kazanmadığı anlaşıldığından bu talebin reddi gerekirken kabulü bozmayı gerektirmiştir.” T.C.Yargıtay 9. H.D. E. 2016/6499 K. 2019/16776 T. 26.9.2019

    Somut uyuşmazlıkta davacı kendisine yeni iş arama izni verilmediği gibi, bu süre içinde çalıştırıldığını ileri sürerek 27. maddeye göre “çalışarak izin ücreti” ve “çalışmaksızın izin ücreti” adı altında ücret alacağı talep etmiştir. Mahkemece bildirimli fesih yapılmaması sebebiyle davacının bu süre içinde çalışmadığı, bu sebeple çalışarak izin ücretine hak kazanmadığı, ancak çalışmaksızın ödenmesi gereken izin ücretine hak kazandığı sonucuna varılarak söz konusu alacak hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, somut olayda işçiye bildirim süresi verilmemiş olup, bildirim süresi kullanmayan işçiye yeni iş arama izni verilmesi gerekmediğinden, davacının çalışarak veya çalışmaksızın yeni iş arama ücretine hak kazanması mümkün değildir. Mahkemece her iki talebin reddi gerekirken, çalışmaksızın izin ücreti adı altında yeni iş ara iznine hükmedilmesi yerinde görülmemiştir.

    Kabule göre de, yeni iş arama iznine esas günlük ücretin, fesih tarihindeki yol yardımı dahil ücret olarak dikkate alınması hatalıdır.

    Yeni iş arama izninin, sadece çalışılan günler için verilmesi gerektiği gözetilmeden 6 hafta bildirim süresine tekabül eden 42 gün için ikişer saat üzerinden hesap yapılması da bir başka hatalı yöndür.” Yargıtay 22. H.D. 2016/25681 E. 2019/24233 K. 24.12.2019  

    4857 Sayılı İş Kanununun 27. maddesinde, ‘Bildirim süreleri içinde işveren, işçiye yeni bir iş bulması için gerekli olan iş arama iznini iş saatleri içinde ve ücret kesintisi yapmadan vermeye mecburdur. İş arama izninin süresi günde iki saatten az olamaz ve işçi isterse iş arama izin saatlerini birleştirerek toplu kullanabilir. Ancak iş arama iznini toplu kullanmak isteyen işçi, bunu işten ayrılacağı günden evvelki günlere rastlatmak ve bu durumu işverene bildirmek zorundadır. İşveren yeni iş arama iznini vermez veya eksik kullandırırsa o süreye dair ücret işçiye ödenir. İşveren, iş arama izni esnasında işçiyi çalıştırır ise işçinin izin kullanarak bir çalışma karşılığı olmaksızın alacağı ücrete ilaveten, çalıştırdığı sürenin ücretini yüzde yüz zamlı öder’ şeklinde kurala yer verilmiştir.

    Belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalışan işçinin iş sözleşmesinin feshinde işçiye tanınması gereken bildirim öneli, işçiyi fesihten sonraki hayata hazırlamak için önemlidir. Bildirim süresi sonunda işten ayrılacağını bilen işçi, bu süre içinde bir başka iş arayarak bir başka işyerinde çalışabilmek için girişimlerde bulunabilecektir. Yeni iş arama izni, bildirim süresi tanınarak yapılan fesihlerde söz konusu olur. İşverence Kanunun 25. maddesine dayanılarak yapılan fesihlerde böyle bir yükümlülük olmadığı gibi, belirsiz süreli iş sözleşmesinin bildirim süresi tanınmaksızın derhal fesihte ya da bildirim sürelerine ait ücretin veya ihbar tazminatının ödendiği hallerde yeni iş arama izni verilmesi gerekmez.

    Somut olayda, davalı işveren 15.04.2011 tarihinde davacıya tebliğ edilen fesih yazısında 6 haftalık ihbar öneli vererek iş akdinin 14.06.2011 tarihinde sona ereceğini bildirmiş, ancak süre sonunda davacının iş akdi sona erdirilmemiş, çalışmaya devam etmiştir. Bu kez tebliğ tarihi belli olmayan 2. fesih yazısında davacıya 6 hafta ihbar öneli olduğu, iş akdinin 20.07.2011 tarihinde feshedileceği bildirilmiştir. İşverenin 2. kez yapılan fesih bildiriminin davacıya hangi tarihte tebliğ edildiği belirli olmadığına göre usulüne uygun bir ihbar önelinin verildiğinden söz edilemez. Hal böyle olunca mahkemenin ihbar tazminatını hüküm altına alması isabetli olmuştur. 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 27. maddesinde yeni iş arama iznini bildirim süreleri içinde işverenin yeni bir iş bulması için işçiye vermeye mecbur olduğu düzenlenmiştir. Ancak işverence ihbar önelinin usulüne uygun kullandırılmadığı ve Mahkemece ihbar tazminatı istemi hüküm altına alındığına göre yeni iş arama izni ücretinin reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” YARGITAY 22. H.D. E. 2017/9134 K. 2017/23498 T. 30.10.2017

    “Somut olayda, gerek 29.05.2013 tarihli bildirim ile davacının 55 yaşını doldurması sebebiyle Toplu İş Sözleşmesinin 13-A-l maddesi gereğince 27.01.2014 tarihi itibariyle emekliye ayrılması gerektiği, 22 haftalık ihbar önelinin mevcut olduğunun ve kullanabileceğinin belirtildiği, yine iş arama iznine dair olarak, toplu yada kısmi olarak seçenekli kullanım olanağı getirilerek davacıya bildirildiği, yine toplu kullanmadığı takdirde günde 4 saat çalışacağının bildirildiği sabittir. Davalı ayrıca bu bildirimle davacıya iş arama iznini kullanması gerektiği, kullanmadığı takdirde vazgeçmiş sayılacağı bildirilmiştir. Davacının iş akdi 28.01.2014 tarihinde de fiili olarak feshedilmiştir.

    Davacı iş akdinin feshinin yasaya işyeri uygulamasına aykırı olduğunu belirten itirazları ile birlikte toplu izin ile ilgili yazılı ve sözlü herhangi bir talebinin söz konusu olmadığını davalıya bildirmiştir.

    Davacının uyuşmazlık konusu olan ihbar süresince, davacıya kullanması yönünde ihtarlar yapılmış ise de; davacının bu süre zarfında davalı işyerinde tam gün mesai ile çalıştığı uyuşmazlık dışındadır.

    4857 Sayılı Kanun'un 27. maddesinde; işçiyi fesihten sonraki hayata hazırlamak için, işverenin işçiye, yeni iş arama izni vermesi zorunlu tutulmuştur. Bildirim süresi sonunda işten ayrılacağını bilen işçi, iş arama izni ile çeşitli girişimlerde bulunabilecektir. Bunun yanında davacının bu iznini sadece toplu kullanmak istemi için talep etme şartı getirmişken, her gün için ayrı ayrı kullanılması halinde davalıya sorumluluk yüklenmiştir. Davalı işverenin bu madde kapsamında davcıya işten çıkarılacağına dair ihtarda iş arama iznini seçenekli olarak kullanabileceğini, ihbar süreleri ile açık tarihleri de içerecek şekilde bildirmiştir.

    Yasal düzenlemenin tümüne bakıldığında; maddede geçtiği şekli ile açık amacı işten ayrılacak olan işçiye “yeni iş bulması için” iş aramasını sağlamaktır. İş arama izni dinlenme hakkı değildir. İşveren bu doğrultuda yükümlülüğünü yerine getirmişken; davacı işçi ise bu hakkını izni kullanmayacağını bildirerek, eylemli olarak ta çalışarak, kendi serbest iradesiyle bu hakkını kullanmama yönünde tercihte bulunmuştur. Söz konusu izin kullanma hakkı davacının kendisinin, üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir haktır. Kendisine işveren tarafından verilen ihtar ve ayrıca hatırlatmalara rağmen bu hakkını kullanmayıp daha sonra, bu yönde ki talebi, iş akdi artık fiili olarak ta sonlandıktan sonra iş arama izninin amacına göre artık iyiniyetli bir talep olmayacaktır. Bu doğrultuda işverenin iş arama izninin kullandırmadığının kabulü doğru olmamıştır. Davanın reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.

    SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istemi halinde ilgilisine iadesine, 25.04.2017 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

    MUHALEFET ŞERHİ

    Somut olayda davacının iş sözleşmesi ihbar öneli verilerek davalı işveren tarafından feshedilmiştir. Davalı işveren önel içinde iş arama iznini kullanmasını istediği halde davacı iş arama iznini kullanmak istemediğini belirterek çalışmaya devam etmiştir.

    4857 Sayılı İş Kanunu'nun 27.maddesine göre "bildirim süreleri içinde işveren, işçiye yeni bir iş bulması için gerekli olan iş arama iznini iş saatleri içinde ve ücret kesintisi yapmadan vermeye mecburdur. İş arama izninin süresi günde iki saatten az olamaz ve işçi isterse iş arama izin saatlerini birleştirerek toplu kullanabilir. Ancak iş arama iznini toplu kullanmak isteyen işçi, bunu işten ayrılacağı günden evvelki günlere rastlatmak ve bu durumu işverene bildirmek zorundadır.

    İşveren yeni iş arama iznini vermez veya eksik kullandırırsa o süreye dair ücret işçiye ödenir.

    İşveren, iş arama izni esnasında işçiyi çalıştırır ise işçinin izin kullanarak bir çalışma karşılığı olmaksızın alacağı ücrete ilaveten, çalıştırdığı sürenin ücretini yüzde yüz zamlı öder".

    Sözü edilen düzenlemeye göre yeni iş arama izni ücretli olup, işçi bu süre içinde çalışmadığı halde ücreti ödenecektir. İşçi çalışmadığı halde ücrete hak kazandığına göre çalışması durumunda ayrıca bir ücrete hak kazanacağı açık olarak düzenlenmiştir. Davacının iş arama iznini kullanmak istememişse de, bu süre içinde çalıştığı tartışmasızdır. Davalı işveren, iş arama iznini kullanması gerektiğini bildirmişse de, davacının bu süre içinde iş görmesini fiilen engellememiş, aksine kabul etmiştir. Somut olayda davacı işçinin iş arama iznini kullanmak istememesi çalışma karşılığı olan ücretinin zamlı olup olmamasını etkileyebilir. Başka bir anlatımla, davacının iş arama iznini kullanmak istemediği dikkate alınarak, çalışma karşılığı olmaksızın alacağı ücrete ilaveten, çalışma karşılığı ücretin zamsız olarak ödenmesi gerekir. Çalışma karşılığı ücretin zamsız dahi ödenmemesi Anayasamızın 18.maddesinde ögörülen angarya yasağına aykırı olur.

    Olayın belirtilen özelliğine göre mahkemece davacının iş arama izin süresine ait çalışma karşılığı ücretin zamlı olarak hesaplanmış olması hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerektiği kanaati ile Sayın Çoğunluğun davanın reddi yönündeki görüşüne katılamıyoruz.” Yargıtay 22.H.D. 2017/18641 E 2017/9417 K 25.04.2017

     

    Av. Esma GÜLBENK 

    Av.Aktan GÜLBENK