• TR | EN
  • Türk Şirketlerinin Yurt Dışı Projelerinde Çalıştırdıkları İşçilere Uygulanacak Hukuk

    Türk şirketlerinin yurt dışı projelerde çalıştırılmak üzere Türkiye’den işçi götürmesi oldukça yaygın bir uygulama olmakla birlikte, bu işçilerin yaşadığı uyuşmazlıklarda uygulanacak hukukun belirlenmesi ciddi zorluklara neden olmaktadır. Nitekim 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (MÖHUK) 27. maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde düzenlenmişti;

    “Madde 27 - (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.”

    Dolayısıyla da yurt dışında çalışacak Türk işçilere ilişkin olarak farklı bir hukuk sisteminin uygulanması mümkündü ve işverenlerin avantajlı buldukları hukuk sistemlerini seçmeleri işçilerin hak ettiği alacaklara ulaşamamalarına yada geç ulaşmalarına neden olmaktaydı. Nitekim Türk yargı organları, seçilen ülke hukukunu tespit etmek, bu hukuku incelemek ve bilirkişi görüşü almak zorunda kalmaktaydı.

    Anayasa Mahkemesi’ne ise farklı mahkemeler tarafından bu hükmün iptali için başvuru yapılmıştır ve Anayasa Mahkemesi 05.11.2024 tarihli kararıyla bu hükmün Anayasa’ya aykırı olduğuna kanaat getirmiş ve hükmün iptaline karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi, kararında şu temel noktaları vurgulamıştır:

    İşçinin Zayıf Konumu: İş sözleşmeleri hazırlanırken işçilerin genellikle pazarlık gücüne sahip olmadığı, dolayısıyla işverenin seçtiği yabancı hukukun işçi lehine mi yoksa aleyhine mi olduğu konusunda yeterli bilgiye sahip olamayacağı ifade edilmiştir.

    Devletin Koruma Yükümlülüğü: Anayasa’nın 49. maddesi, devletin çalışanları koruma yükümlülüğünü öngörmektedir. Hukuk seçimi yoluyla işçilerin mutad işyeri hukukunun sağladığı haklardan mahrum bırakılmasının devletin bu yükümlülüğüyle bağdaşmayacağına dikkat çekilmiştir.

    Hak Kaybı Riski: İşverenlerin daha avantajlı buldukları yabancı hukukları seçmelerinin, işçilerin asgari düzeyde bile olsa sahip olması gereken haklarını bertaraf edebileceği ifade edilmiştir.

    Hukuki Belirsizlikler: İşçilerin farklı hukuk sistemlerine tabi olmaları halinde, yabancı hukukun içeriğini öğrenmelerinin ve haklarını aramalarının zorlaştığı belirtilmiştir.

    Tüm bu gerekçeler doğrultusunda, MÖHUK’un 27. maddesinin birinci fıkrası, işçiyi koruma ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, iş hukuku alanında önemli değişikliklere yol açacaktır. Nitekim bundan sonra işverenler, işçilerin daha az hakka sahip olacağı yabancı hukukları tek taraflı olarak sözleşmelere koyamayacaktır ve yabancı hukuk yerine doğrudan Türk hukuku veya işçinin çalıştığı ülkenin işçi lehine koruma sağlayan hükümleri uygulanacaktır.

    Bununla birlikte, kararın uygulamada bazı zorluklara yol açabileceği eleştirileri de bulunmaktadır. Nitekim yurt dışı şantiyelerde farklı milletlerden işçilerle birlikte çalışan Türk işçilerine farklı düzenlemeler öngörülmesi işyerinde huzursuzluk yaratabilecektir. Keza Türkiye’de haftalık çalışma saati 45 saatken farklı ülkelerde 60 saate kadar izin verilmektedir ve bu durum en basitinden fazla mesai ücretinin hesaplanmasında bile farklılık yaratacaktır. Yine bununla birlikte resmi tatiller, izin hakları ve tazminatlar gibi konularda farklı ülke mevzuatlarının değişiklik göstermesi iş süreçlerinde karışıklığa neden olabilecektir. Dolayısıyla da her işçiye kendi ülkesinin hukuku uygulamakta pratikte oldukça zorlayıcı olacaktır. İptal kararı 10.09.2025 tarihi itibariyle yürürlüğe gireceğinden bu tarihe kadar bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı da belirsizliğini korumaktadır

    Herhangi bir sorunuz olması halinde bize her zaman ulaşabilirsiniz.

    Gülbenk & Kavlakoğlu Hukuk Bürosu