Trafik cezaları, trafik kurallarına uyulmasını sağlamak ve güvenli bir ulaşım ortamı oluşturmak amacıyla uygulanan yaptırımlardır. Ancak bu cezalar her zaman doğru bir şekilde uygulanmayabilir. Sürücüler, çeşitli nedenlerle haksız yere ceza alabilir veya cezanın miktarı, uygulanış şekli ya da gerekçesi konusunda mağduriyet yaşayabilir. Örneğin trafik kameralarının teknik arızaları, plaka tanıma sistemlerindeki hatalar, trafik işaretlerinin yetersiz veya belirsiz olması gibi pek çok faktör haksız cezaların alınmasına neden olabilir. Bu gibi durumlarda sürücülerin cezalara itiraz etme imkanı bulunmaktadır. Trafik cezalarına itiraz süreci günümüzde ceza miktarlarının çok yüksek olması sebebiyle de büyük önem taşır. Peki, hangi durumlarda itiraz edilebilir, itiraz süreci nasıl işler ve bu süreçte nelere dikkat edilmelidir?
Trafik idari para cezalarında yapılan en yaygın hata fahri müfettişler tarafından yapılan tespitle düzenlenen cezalardır. Fahri Trafik Müfettişliği Büro Amirlikleri tarafından düzenlenen cezalarda genellikle herhangi bir delil bulunmamakta, yalnızca fahri müfettişin tespit ettiği beyan edilmektedir. İdari işlemlerin belirliliği ilkesi dikkate alındığında ve Kabahatlar Kanunu’nun 24. maddesi gereğince idari yaptırım kararında kabahat ile birlikte fiilin gerçekleştiğini ispata yarayarak bütün delillerin gösterilmesi gerekmektedir. Nitekim Anayasa Mahkemesi’nin 26.12.2013 tarihli ve 2013/43 Esas ve 2013/168 karar sayılı kararında da ‘’fahri trafik müfettişleri kamu görevlisi olmayıp düzenledikleri tutanaklar veya beyanlar resmi belge mahiyetinde değildir. Trafik yetkililerin fahri trafik müfettişince hazırlanan tutanak üzerinden yaptıkları kontrol sadece tutanağın şekli unsurlarına ilişkin olup, tutanakta kayıtlı trafik suçunu gerçekten işlenmiş olup olmadığına ilişkin değildir. Bu sebeple de itiraz halinde söz konusu kabahat fiilin işlendiğinin ispatı gerekmektedir.’’ denilmiştir. Fiilin ispatına yönelik hiçbir delil veya fotoğraf olmadan yalnızca -kamu görevlisi dahi olmayan- fahri trafik müfettişi beyanı doğrultusunda düzenlenen tutanağın esas alınarak idari para cezası uygulanması hukuken kabul edilebilir olmamakla birlikte aynı zamanda haklı bir itiraz sebebidir.
Trafik cezalarındaki bir diğer eksiklik ise trafik güzergahında radar uyarısı konulmadan hıza yönelik ceza kesilmesidir. Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 08.07.2024 tarihli 2014/2954 Esas ve 2014/14281 Karar sayılı ilamında özetle Trafik Denetimlerinde ve Trafik Kazalarında Alınacak Önlemlere İlişkin Yönergenin 47. madde kapsamındaki bilgilendirmenin Trafik İşaretleri Hakkında Yönetmelik uyarınca konulacak “trafik işaret levhaları” ile yapılması gerektiğine hükmedilmiştir. Kararın ilgili kısmındatrafik kurallarına uyma düzeyini arttırmak, trafik güvenliğini sağlamak ve yol kullanıcılarını bilgilendirip, bilinçlendirmek amacıyla denetimin karayolunun hangi kesimlerinde, hangi sürelerde yapılacağı ve hangi konularda yoğunlaştırılacağı konularında sürücülerin, her şeyden önce trafik işaret levhalarıyla bilgilendirilmesi zorunludur denilmiştir.
Öncelikle kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla yapılması gereken trafik denetimlerini, yol kullanıcılarına ceza vermek amacıyla bilgilendirme yapmadan kural ihlali yapmasını beklemek trafik kurallarının konuluş amacına uygun olmadığı gibi araç sürücülerine tuzak kurulması anlamına gelecektir ki bu durumun da hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmaz ve kabul edilemez olduğu açıktır. Bu sebeple radar uyarısı konulmadan kesilen cezalara da itiraz yolu açıktır.
Ayrıca belirtmek gerekir ki alkolmetre ile yapılan ölçümlerde de hata payı oldukça yüksektir. Ölçümden kısa bir süre önce kolonya veya dezenfektan kullanılması ya da bu cihazlardaki sapma payının yüksek olması gibi sebeplerle de cezaya itiraz edilebilir. Bu kapsamda Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin ‘Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddeler etkisi altında araç sürme yasağı’ başlıklı 97.maddesinin 3.fıkrasında ‘Teknik cihazla yapılan ölçüm sonucuna itiraz edilerek tespitin sağlık kuruluşlarında yaptırılması halinde, her iki tespit arasındaki süre, teknik cihazla ölçüm yapılmasına izin verilmemesi halinde ise kaza saati ile sağlık kuruluşunda yapılan tespit saati arasındaki süre göz önünde bulundurularak sağlık kuruluşunda yapılan tespit sonucuna ilk ölçümü yapan trafik kuruluşu tarafından her bir saat için 0,15 promil eklenmek suretiyle alkol oranı belirlenir ve çıkan sonuca göre işlem tesis edilir’ denilmektedir. Yetkili bir sağlık kuruluşunda yapılacak promil testi sonrasında aradaki fark ve süre bakımından gerekli şartların sağlanması halinde de hatalı ölçümden kaynaklanan trafik cezasına itiraz edilebilir.
Son olarak belirtmek gerekir ki, trafik cezalarına itirazların geçerliliği süresi içerisinde yetkili ve görevli mahkemeye yapılmasına bağlıdır. Trafik idari para cezalarına karşı yapılacak itirazlar, cezanın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde kabahatin işlendiği yer sulh ceza hakimliğine verilecek bir dilekçe ile yapılmalıdır. İtiraz dilekçesi mutlaka trafik idari para cezası karar tutanağı ve tebligat zarfının bir örneği, ehliyet, ruhsat, kimlik fotokopisi ve ödeme yapıldıysa ödeme dekontu ile birlikte sunulmalıdır.
Herhangi bir sorunuz olması halinde bize her zaman ulaşabilirsiniz.
Gülbenk & Kavlakoğlu Hukuk Bürosu